Gig Ekonomisi: İş Dünyasının Yeni Gerçeği

Gig

Öncelikle şu soruyla başlayalım: Gig Ekonomisi nedir?

Mesai kavramı olmaksızın istediğiniz saatlerde istediğiniz kadar çalıştığınızı düşünün. Bu çok da yeni bir şey gibi gelmeyebilir. Zaten “Freelance çalışmak” uzun yıllardır bilinen bir iş modeli. Fakat teknolojinin amansız ilerleyişi ile birlikte yaşanan dijital dönüşüm sayesinde ortaya çıkan platformlarla freelance çalışmanın cazibesi günden güne artıyor diyebiliriz. Bununla birlikte insanların özgürce maddi kazanç sağlamaya yönelik olan tavrı, yepyeni bir ekonomi oluşturdu. İşte freelance platformların çoğalmasıyla serbest çalışanların oluşturduğu yeni ekonomiye “Gig Ekonomisi” deniyor. “Gig” müzik sektöründen gelme bir terim, kısa süreli iş demek. Faruk Eczacıbaşı’nın Daha Yeni Başlıyor kitabında belirttiği şekliyle de “tek atımlık işler ekonomisi” diyebiliriz.

Son yıllarda Gig Ekonomisi, çalışanlar ve şirketler için yeni bir gerçeklik halini aldı. Talep üzerine çalışan bir işgücü platformu olan Jobble tarafından derlenen istatistikler, Gig Ekonomisi’ndeki büyümeyi canlı bir şekilde gözler önüne seriyor. Arasında PEW Araştırma Merkezi’nin de olduğu kaynaklara göre, Amerikalıların yaklaşık dörtte birinin Gig Ekonomisi’nden para kazandığını görünüyor. Bu arada 53 milyon Amerikalı, ülkenin işgücünün üçte birinden fazlası anlamına gelmekte.

Gerçekliğin Güncellenmesi: Gig Rüyasını Yaşamak

Jeremy Goldman’in Inc.’teki makalesinde belirttiği gibi Gig Ekonomisi’nde çalışan biriyle karşılaştığınızda, ilk fırsatta bu durumun yaşamlarını ne kadar değiştirdiğini size söyleyecektir. Bir de daha az mesai harcayarak yıllık gelirini iki katına çıkaran birine denk gelirseniz, işin olumlu yönlerine oldukça hakim olabilirsiniz.  Daha çok kazanmanın dışında süreç içerisinde kişisel zaman geçirerek iş ve yaşam üzerinde daha fazla kontrol sahibi olma fikri kimilerine daha cazip gelebilir. 

Gig Ekonomisi’ndeki serbest çalışanlar, geleneksel bir şirket çalışanının sahip olduğu avantajları (sağlık sigortası, emeklilik fonu, tatil zamanları vb.) elde etmek için bireysel çözümler üretmek zorunda kalıyorlar. Bu durum da şirketler için cazip bir durum. Yüksek yetenekli çalışanları tam zamanlı işe almak bazı şirketler için oldukça maliyetli bir süreç sayılabilir. Gig işçilerinin yeteneklerinden minimum maliyet ve maksimum fayda sağlayacak şekilde planlama yapmak ise her iki taraf için de bir kazan kazan durumu ortaya çıkartıyor. Tabii ki burada hangi işçilerin hangi projelerde nasıl kullanılmak istendiğinin net bir şekilde planlanması gerekiyor. Ayrıca, başarının esas gerekliliği olan devamlılık sağlanması için zaman içinde Gig işçilerinin gelecekteki projelere nasıl dahil edileceği de düşünülmeli.

Gig Ekonomisi Endüstrilerin Yapısını Değiştiriyor

Bazı şirketler Gig Ekonomisi’ni sektörel bazda fazladan gelir ve büyüme için yeni bir fırsat olarak görüyorlar. Örneğin, Chicago’da başarılı bir girişim olan Paro, muhasebe sektörünü yeniden şekillendirmek için Gig Ekonomisi’ni bir çerçeve olarak kullanmaya karar verdi. Paro’nun CEO’su ve kurucusu Michael Burdick“muhasebe firmaları zamanın gerisindedir” diyor ve ekliyor, “Personel tüm işi yapıyor, ancak ortaklar tüm karı alıyor.” Burdick’e göre böyle firmaların başarısı, giderek dijitalleşen dünyadaki kişisel etkileşimlere dayanıyor. Paro’nun freelancer ağındaki yeteneklerini kullanan şirketler, masraflarının önemli ölçüde azalmasını sağlıyorlar. Ayrıca Burdick, “Doğru insanları, coğrafyadan ziyade ilgili endüstri ve konu uzmanlığına dayalı doğru projelere bağlayabiliyoruz” diyerek Gig Ekonomisi’nin maddi kazanç dışındaki faydalarına da dikkat çekiyor.

Yeni Bir Fırsat Yeni Bir Heyecan

Muhasebe, Gig Ekonomisi tarafından dönüştürülen birçok endüstri arasında sadece bir örnek. Artık Gig Ekonomisi’ni yeni bir küresel gerçeklik olarak görebiliriz.  Bu gerçeklikte, tüketici odaklı ürün ve hizmetlerden B2B’ye hatta üretime kadar her türlü sektördeki şirketlerin ihtiyaç duydukları yeteneklere ulaşabilmek için inanılmaz fırsatları var.

Ayrıca dijital girişimciler tarafından üretilen projeler ve platformlar, insanların farklı ülkelerde oturma ve çalışma izni zorunluluğunu ortadan kaldırarak sınırları yok ediyor. Bu yeni dünyanın yeni ekonomisinin, daha motive ve mutlu bir işgücü oluşumuna hizmet etmemesi için bir neden görülmüyor. Bunun üstüne dışarıdan hizmet veren bu yapılar geliştikçe şirket organizasyonları da değişmek zorunda kalacak. Bakalım, Türkiye’deki şirketlerin adaptasyon süreci nasıl olacak?

Bonus:

Gig Ekonomisine Katkı Sağlayan En İyi İşverenler Listesi(2018):

  1. Care.com

  2. TaskRabbit

  3. Guru

  4. Rover

  5. HopSkipDrive

  6. Freelancer

  7. Fiverr

  8. Favor Delivery

  9. Upwork

  10. Doordash

Listenin nasıl oluşturulduğuna ve diğer global çaptaki şirketlere buradan ulaşabilirsiniz.

 

 

Bu içerik Başlangıç Noktası’nda yayınlanmıştır.

Geleceğin İş Dünyası

Gig Ekonomisi: İş Dünyasının Yeni Gerçeği

Öncelikle şu soruyla başlayalım: Gig Ekonomisi nedir? Mesai kavramı olmaksızın istediğiniz saatlerde istediğiniz kadar çalıştığınızı düşünün. Bu çok da yeni bir şey gibi gelmeyebilir. Zaten “Freelance çalışmak” uzun yıllardır bilinen bir iş modeli. Fakat teknolojinin amansız ilerleyişi ile birlikte yaşanan dijital dönüşüm sayesinde ortaya çıkan…
Okumaya devam et
Previous
Previous

Sosyal Medya’nın İki Yüzü ve TikTok

Next
Next

Nasıl oluyor da yapay zeka, pazarlama sektörünü yeniden şekillendiriyor?